Dünyanın önde gelen otomotiv devlerinden Toyota, sadece otomobil üretmekle kalmayacağını bir kez daha kanıtladı. Şirketin Japonya’da Fuji Dağı’nın eteklerinde inşa ettiği ve “Geleceğin Şehri” olarak anılan Woven City (Dokuma Şehri) projesi, resmen hayata geçiyor. İlk etap tamamlandı ve şehir, ilk sakinlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Üstelik bu şehirde yaşayacak kişiler kira ödemeyecek.
Geleceğin Şehri: Toyota’nın 10 Milyar Dolarlık Vizyonu
Toyota, ilk kez 2020 yılında CES fuarında tanıttığı Woven City projesinin inşasına 2021 yılında başladı. Japonya’nın sembolü olan Fuji Dağı’nın eteklerinde konumlandırılan bu şehir, geleceğin teknolojilerini test etmek ve geliştirmek amacıyla kuruldu. Proje kapsamında sıfır emisyonlu, hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan, tamamen bağlantılı bir şehir altyapısı oluşturuldu.
Toyota CEO’su Akio Toyoda’ya göre bu proje, sadece bir yaşam alanı değil; aynı zamanda geleceğin teknolojilerine yön verecek bir araştırma ve geliştirme laboratuvarı. Projenin toplam maliyeti 10 milyar dolar olarak açıklandı.
Kiracıdan Ziyade Katılımcı: Sakinler Teknoloji Geliştirecek
Woven City’de yaşayanlar klasik anlamda “kiracı” olmayacak. Bu şehirde yaşamak isteyen kişiler, Toyota ile iş birliği içinde çalışacak, yeni nesil deneysel teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlayacak. Karşılığında ise kira ödemeyecekler.
İlk etapta 100 kişilik bir yerleşim planlanan şehir, ilerleyen süreçte 2.200 kişiye kadar genişletilecek. Bu sayıya aile üyeleri, hatta evcil hayvanlar da dahil edilecek. Toyota bu yapıyı “yaşayan bir laboratuvar” olarak tanımlıyor.
Akıllı Evler, Robot Yardımcılar ve Otonom Ulaşım
Dokuma Şehri’nin altyapısı baştan sona teknolojiyle örüldü. Şehirde bulunan 11 akıllı bina; yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) ve robot teknolojisi ile donatıldı. Geliştirilen sistemler, sakinlerin konforunu artırmakla kalmayacak, aynı zamanda yeni teknolojilerin günlük hayata entegrasyonunu da test edecek.
Şehirde yer alacak bazı özellikler şunlar:
- Dronlar: Özellikle gece yürüyüşlerinde güvenlik amacıyla sakinlere eşlik edecek.
- Evcil hayvan robotları: Yaşlı bireylere yardımcı olacak.
- Ev içi yardımcı robotlar: Günlük işleri kolaylaştıracak ve yaşanabilirliği artıracak.
- Otonom sürüş teknolojileri: Woven City’de geliştirilecek ve test edilecek.
- Yapay zeka ile desteklenen dijital platformlar: Uzaktan erişim, üretim takibi ve sanal etkileşim sağlanacak.
Toyota, şehirde kullanılacak teknolojilerin sadece fiziksel alanlarla sınırlı kalmayacağını, insanların bu projeye dijital olarak da katılabileceklerini belirtiyor.
Sadece Yaşanacak Değil, Deneyimlenecek Bir Yer
Toyota’nın açıklamasına göre, Woven City sıradan bir yerleşim alanı değil. “Sadece yaşanacak, çalışılacak ve oynanacak bir yer değil. Bundan çok daha fazlası…” ifadeleriyle tanımlanan şehir; mucitlerin, mühendislerin, tasarımcıların fikirlerini özgürce deneyebilecekleri bir açık laboratuvar olarak tasarlandı.
Şehrin ismindeki “dokuma” kelimesi, Toyota’nın geçmişine doğrudan bir gönderme taşıyor. Zira Toyota, 1930’larda otomobil üretmeden önce dokuma tezgâhları üretiyordu. Bu nedenle ilk sakinlere de “Dokumacılar” adı verildi. Bu, sadece bir şehir değil; aynı zamanda Toyota’nın köklerine duyduğu saygının da bir simgesi olarak dikkat çekiyor.
Meddi Kar Amacı Yok, Ama Geleceğin Teknolojisi Buradan Doğacak
Toyota CEO’su Toyoda, Woven City projesinden herhangi bir maddi kazanç beklemediklerini, bu yapının uzun vadede geleceğin teknolojilerine yön verecek bir kuluçka merkezi olmasını hedeflediklerini belirtti.
Şu ana kadar 300’den fazla test uçuşu başarıyla tamamlanan sürücüsüz uçan robot taksiler, bu şehirde hayat bulacak. Ayrıca yapay zeka, mobilite çözümleri, sürdürülebilir enerji ve şehir içi yaşam gibi pek çok teknoloji burada geliştirilecek.
Geleceğin Şehirleri Nasıl Olmalı? Toyota’dan İlham Alın
Toyota’nın bu projesi, gelecekte şehirlerin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor. Sıfır emisyon, akıllı ulaşım, yapay zeka destekli yaşam alanları ve doğayla uyumlu mimari… Bunların hepsi geleceğin şehir konseptinin temel taşları olacak.
Woven City projesi, hem çevreci hem teknolojik, hem de insan merkezli bir şehir yapısının mümkün olduğunu gösteriyor. Üstelik kira ödemeden, teknolojiyi bizzat deneyimleyerek yaşamak da mümkün!
Bu tarz benzersiz içerikler için web sitemizi ve de instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayınız.
